Pazar Analizleri ve Raporlar
Türkiye ve Suriye pazarlarına yönelik güncel veriler, sektörel raporlar ve yatırım fırsatları.
2025 yılı itibarıyla Türkiye ve Suriye arasındaki ekonomik ilişkiler, bölgesel istikrarın yeniden tesisiyle birlikte tarihi bir dönemece girmiştir. İki ülke arasında diplomatik ve ticari kanalların yeniden canlandırılması, hem Türk yatırımcılar için devasa bir potansiyel barındıran Suriye pazarını açmış hem de bölgesel ticaretin seyrini değiştirmiştir.
Stratejik Adımlar ve Kurumsal Çerçeve:
- JETCO Protokolü: Ağustos 2025'te imzalanan "Türkiye-Suriye Ortak Ekonomi ve Ticaret Komitesi" (JETCO) protokolü, gümrük süreçlerinin basitleştirilmesi, yatırım ortamının iyileştirilmesi ve ticari engellerin kaldırılması için kurumsal bir zemin oluşturmuştur.
- DEİK İş Konseyi: Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) bünyesinde "Türkiye-Suriye İş Konseyi"nin yeniden faaliyete geçmesi, iki ülke iş dünyası arasında kalıcı bir diyalog platformu sağlamıştır.
- Yeni Nesil Ticaret Anlaşmaları: 2011'de dondurulan Serbest Ticaret Anlaşması yerine, daha kapsamlı ve modern bir "Kapsamlı Ekonomik Ortaklık Anlaşması" (CEPA) için müzakereler başlamıştır. Bu, sadece mal ticaretini değil; hizmetler, yatırımlar ve dijital ticareti de kapsayacaktır.
Bu gelişmeler, Türkiye'nin coğrafi ve lojistik avantajlarını kullanarak Suriye'nin yeniden imar ve kalkınma sürecinde lider bir rol üstlenmesi için sağlam bir temel sunmaktadır. Orta vadede hedeflenen 10 milyar dolarlık ticaret hacmi, bu yeni dönemin potansiyelini açıkça ortaya koymaktadır.
Suriye pazarının yeniden açılmasıyla birlikte Türkiye'nin ihracat rakamlarında kayda değer bir artış gözlemlenmektedir. 2024 yılında yaklaşık 2.2 milyar dolar olan Türkiye'nin Suriye'ye ihracatı, 2025'in ilk yarısında %50'nin üzerinde bir artış göstererek 3 milyar dolarlık yıllık hedefe doğru emin adımlarla ilerlemektedir.
Başlıca İhraç Kalemleri (2024-2025 Verileri):
Suriye'nin acil ihtiyaçları ve yeniden yapılanma sürecinin gereklilikleri, ihracat ürün gruplarında da kendini göstermektedir. Öne çıkan sektörler şunlardır:
- İnşaat Malzemeleri: Demir-çelik, çimento, seramik ürünleri, cam ve plastik mamulleri.
- Temel Gıda ve Tarım Ürünleri: Hububat, bakliyat, un, bitkisel yağlar, şeker ve şeker mamulleri, hazır gıdalar.
- Makine ve Aksamları: İnşaat makineleri, tarım makineleri, endüstriyel reaktörler ve kazanlar.
- Tekstil ve Hammaddeleri: Pamuk, kumaş, hazır giyim ve ev tekstili ürünleri.
- Kimyevi Maddeler ve Mamulleri: Sabun, deterjan, ilaç ve gübre gibi temel ürünler.
- Mineral Yakıtlar ve Yağlar: Yeniden faaliyete geçen sanayi tesisleri ve artan enerji ihtiyacı doğrultusunda.
- Mobilya ve Orman Ürünleri: Konut ve ticari alanların yeniden inşasıyla birlikte.
Bu veriler, Türk ihracatçılarının Suriye pazarında ne kadar geniş bir yelpazede fırsatlara sahip olduğunu göstermektedir.
Suriye'nin yeniden imar süreci, tahmini olarak 400 milyar doları aşan devasa bir ekonomik potansiyel sunmaktadır. Türk firmaları, coğrafi yakınlık, lojistik üstünlük ve sektördeki tecrübeleriyle bu süreçte en avantajlı aktörler arasında yer almaktadır.
Öne Çıkan Yatırım Alanları:
- Müteahhitlik ve İnşaat: Sadece konut değil; yollar, köprüler, limanlar, enerji santralleri ve endüstriyel tesisler gibi altyapı projeleri en büyük yatırım kalemini oluşturmaktadır. Özellikle Halep, Şam ve Humus gibi büyük şehirlerin yeniden inşası kritik önem taşımaktadır.
- Enerji: Ülkenin elektrik altyapısının onarımı ve yeni santrallerin (doğalgaz, güneş) kurulması, hem bölgesel enerji güvenliği hem de yatırımcılar için uzun vadeli gelir potansiyeli sunmaktadır. Türkiye, Katar ve Körfez ülkeleriyle ortak finansman modelleri bu alanda öne çıkmaktadır.
- Sanayi ve Üretim: Gıda işleme, tekstil, çimento, mobilya ve ambalaj gibi temel üretim tesislerinin yeniden kurulması veya modernize edilmesi, hem iç pazara yönelik talebi karşılayacak hem de ihracat potansiyeli yaratacaktır.
- Tarım ve Hayvancılık: Ülkenin gıda güvenliğini yeniden sağlamak amacıyla modern tarım teknikleri, sulama sistemleri ve tarıma dayalı sanayi yatırımları devlet tarafından da teşvik edilmektedir.
Bu fırsatlar, doğru strateji ve yerel pazar dinamiklerine hakim bir rehberlikle birleştiğinde, Türk yatırımcıları için Suriye'de sürdürülebilir ve kârlı bir geleceğin kapılarını aralamaktadır.
Türkiye ile Suriye arasındaki ticaretin geleceği, etkin ve modernize edilmiş lojistik altyapısına bağlıdır. Yeniden yapılanma süreci, sadece mal ticaretini değil, aynı zamanda bu malların hızlı, güvenli ve düşük maliyetli bir şekilde taşınmasını da zorunlu kılmaktadır.
Kritik Koridorlar ve Fırsatlar:
- Gaziantep-Halep Ticaret Hattı: Tarihi İpek Yolu'nun modern bir yansıması olan bu koridor, yeniden açılan sınır kapılarıyla birlikte Suriye'nin kuzeyine ve iç bölgelerine ulaşımda ana arter konumundadır. Bu hat üzerinde kurulacak modern lojistik merkezleri, depolama ve dağıtım hizmetleri için büyük fırsatlar sunmaktadır.
- Akdeniz'e Açılan Kapılar: Mersin ve İskenderun limanlarından Lazkiye ve Tartus limanlarına yönelik Ro-Ro ve konteyner taşımacılığının geliştirilmesi, sadece iki ülke ticaretini değil, aynı zamanda Suriye'nin transit ticaret potansiyelini de artıracaktır.
- Soğuk Zincir Lojistiği: Suriye'nin gıda ve ilaç gibi hassas ürünlere olan ihtiyacı, soğuk zincir depolama ve dağıtım altyapısı yatırımlarını zorunlu kılmaktadır. Bu alandaki teknoloji ve tecrübe sahibi Türk firmaları için önemli bir pazar mevcuttur.
Suriye'nin yeniden inşası sadece fiziksel altyapı ile sınırlı değildir. Ülkenin dijital altyapısını kurmak ve modern ekonomiye entegre etmek, "çağın ötesinde" fırsatlar sunmaktadır.
Yatırım Potansiyeli Taşıyan Alanlar:
- Fintech (Finansal Teknolojiler): Bankacılık sisteminin yeniden yapılandırılması sürecinde mobil ödeme sistemleri, dijital cüzdanlar ve online bankacılık çözümleri, finansal kapsayıcılığı artırmak için kritik rol oynayacaktır.
- E-ticaret ve Pazar Yerleri: Ülke içi ticareti canlandırmak ve Türk ürünlerinin Suriye'deki son tüketiciye ulaşmasını kolaylaştırmak için yerel e-ticaret platformları ve lojistik ağları kurulması büyük bir potansiyel taşımaktadır.
- Akıllı Şehir ve Tarım Teknolojileri (AgriTech): Yeniden kurulacak şehirlerde enerji verimliliği, akıllı ulaşım sistemleri ve dijital kamu hizmetleri gibi çözümler; tarımda ise verimliliği artıracak sensör teknolojileri, drone ile izleme ve modern sulama sistemleri gibi alanlar, teknoloji odaklı Türk firmaları için bakir pazarlar sunmaktadır.